Daima hayır-hasenât işleriyle uğraşmış ve cömertliğiyle tanınmış olan Meymûne (Radıyallâhü Anhâ) vâlidemizi Âişe (Radıyallâhü Anhâ) vâlidemiz: "En müttakimiz ve akrabalık bağını en çok gözetenimizdi" sözleriyle taltîf etmiştir. Rasûlullâh (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)in nikâhladığı son hanımı olup, Hazreti Abbâs (Radıyallâhu Anh)ın zevcesi Ümmü Fadl (Radıyallâhu Anhâ)nın kız kardeşidir. Bu evlilik, Meymûne (Radıyallâhü Anhâ) vâlidemizin bağlı bulunduğu nüfuzlu kabilenin kalbinin İslâmiyet’e ısınmasına vesile olması açısından ayrıca önem taşımaktadır.
Hazreti Meymûne vâlidemiz, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)den yetmiş altı kadar hadîs-i şerîf nakletmiş ve bu hadîs-i şerîfler başta Kütüb-i Sitte olmak üzere, Ahmed ibni Hanbel (Rahimehullâh)ın Müsned’i ve diğer hadîs kitaplarımızda yer almıştır. Abdullah ibni Abbâs (Radıyallahu Anhümâ), yeğeni olması hasebiyle hücresine girip çıkma imkânı bulmuş ve böylelikle Rasûlullâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in hâne-i şerifindeki yaşantısı ve bilhassa gece ibâdetine yönelik hususlar bizlere bu kanaldan ulaşmıştır.
Meymûne (Radıyallâhü Anhâ), Resûlullâh (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)le üç ay kadar evli kaldıktan sonra vefât etmiştir. Haccetmek veya umre yapmak maksadıyla mukaddes topraklarda bulunan mü’minler, Mekke-i Mükerreme’den Medine-i Münevvere’ye doğru giderken Vâdi-i Şerîf olarak bilinen mevkie ulaştıklarında beyaz bir duvarla çevrili yalnız bir kabirle karşılaşırlar. Bu kabir, İslâmiyet’i hicretten evvel kabul etmiş olan Meymûne binti el-Hâris (Radıyallâhü Anhâ) vâlidemizin kabri olup günümüzde önemli bir ziyâregâh olarak rağbet görmektedir. Mevlâ Teâlâ, şefâatlerine nâil eylesin!
0 Yorumlar